Sevgili Tanrıça,
Bugün sizlere, hepimizin içindeki gizli güç; Şefkat’ten bahsetmek istiyorum. Yani acıyı kabul etmek; acıya rağmen değil, acıyla birlikte de devam edebilme gücümüzden…
Çevremiz ve kendimize şefkat göstermekte zorlanıyor olabiliriz, bu çok doğal. Yıllar içerisinde içimizdeki şefkat kasları yumuşamış, üzeri tozlanmış olabilir. Bu yazımda bu tozu almanın ve şefkat kasını hem çevremiz hem de kendimiz için yeniden devreye almanın mümkün olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şefkat temelli terapinin kurucusu bilim adamı ve terapist Paul Gilbert, şefkati insana dair ve geliştirilebilen psikolojik bir kapasite olarak görür. Gilbert’e göre şefkat, bakım verme yeteneğimizi artırır ve fiziksel bağlantılara sahiptir. Şefkati bakım vermek, ilgi, sempati, empati, sakinleşmek ve yargılayıcı olmamayı kapsayacak şekilde geniş bir biçimde tanımlar. 1
Şefkat; diğerlerinin acılarının farkında olmayı, önemsemeyi ve acı veya zorlanmalardan bağımsız, ayrı olmadığını hatırlamayı, ıstırabı veya zorlanmayı hafifletme isteğini içinde barındır.
Şefkat kelimesinin kökleri Latince’ den gelir. “Com” birlikte, “Pati” acı çekmek. Compassion: acıyla birlikte olmak, acıyı paylaşmak olarak çevrilebilir.
Hint – Avrupa dillerinden Sanskrit dilinde “Karuna” olarak adlandırılır. Kara; yapmak, eyleme geçmek demektir. Sanskirit dilinde anlamı acıyı hafifletmek için eylemde bulunmaktır.
Şefkat acıya, kedere ve ıstıraba çok biçimle verilen bir yanıttır. İçinde EMPATİ’yi, CÖMERTLİĞİ; KABUL’ü barındır. Cesaretin, hoşgörünün, sakinliğin ipleri şefkat kumaşının içinde eşit olarak dokunmuştur. Tüm bunların ötesinde, şefkat acının gerçekliğine açık olma kapasitesidir ve bu acıların iyileşmesini istemektir.
Şefkat; bir başkasının acısına / zorlanmasına kalbini açmak, bu zorlayıcı durumu anlamak, onun haline empati duymak, iyi olmasını dilemek ve onun için eyleme geçmektir. Evet gördüğün gibi dört ana adımı var. Ancak ilk koşul olmadan şefkat ortaya çıkmıyor.
Şefkatin ortaya çıkabilmesi için bir acı, bir zorlanma gerekli!
Şefkat’in Bileşenleri
1.Acıyı fark etmek, görmek (bilişsel)
2.Acıyı hissetmek (duygulanım)
3.Acının azalmasını dilemek (niyet)
4.Acıyı azaltmak için harekete geçmek (motivasyon)
Kelly McGonigal, “Şefkatin bedende var olan bir şey olduğunu ve bunun insani bir yeti olduğunu,” hatta “bunun bir içgüdü olduğunu” ve “şefkatin sadece bir duygu değil bir süreç olduğunu,” söylüyor. “Şefkat ortaya çıktığında beyin aktiviteleri değişir ve o ana umut ve neşe gelir,” diyor ve ekliyor: “Şefkat senin için kötü hissediyorum demek değildir. Şefkat, ‘Bu acıyı geçmişinden ya da şu andan silemesem de, acıyı dindirmenin ve bu acının ortasında neşe, anlam, bağlantı, umut bulmanın mümkün olduğuna inanıyorum.’ Demektir. Şefkatin içinde umut var ve şefkat fizyolojinizde bedenselleşmiş durumda.
Thupten Jinpa, şefkatin üç şekilde ortaya çıkabileceğini söyler:
- Hissedilen duygusal bir cevap olarak.
- Bir tavır olarak.
- Bir niyet olarak.
Tara Brach bir konuşmasında, şefkat üzerine yapılan bilimsel araştırmalarda, şefkat uyandıkça beynimizin entegre olduğunu ve öznel iyi hissetme duygusunun ortaya çıktığını, insanların kendilerini iyi hissettiklerini ve iyi hislerle ödüllendirildiğini gösterdiğini söyler. Evrimin bizi bu şekilde tasarladığını ve “Beyin bütünleşir ve sadece esenlik duyguları vardır,” diye ekliyor.
Şefkat kimi zaman karıştırılabiliyor:
Şefkat acıma değildir. “Yazık, zavallı insan” olarak kendini ifade etmez.
Şefkat ayrılık demek değildir. “Bu tür insanlar için üzülüyorum,” demez
Şefkat, umutsuzluk değildir. Şefkat aksine olduğu hali ile yargılamadan, değiştirmeden kederi kucaklamaktır.
Şefkat, acıyı tanımak paylaşmak ve onu hafifletmeyi isteyip bunun için eyleme geçmektir.
Şefkatin ortaya çıktığı anda kalp dört özgün niteliğini sergiler:
- Sevgi dolu Nezaket
- Şefkat
- Sevinç, Neşe
- Ilımlılık -Uyumluluk
Sevgi Dolu Nezaket: Bağlantıda olma duygusu. Bağlantıda olduğumuzu derin bir bilme hâlidir. Bu, herkesi sevdiğimiz anlamına gelmez. Daha büyük bir hayatın parçası olduğumuzu bilmektir. Hayatımızın birbiriyle ilgili olduğunu bilmektir.
Şefkat: Kalplerimizin başkalarının acısına titremesidir. Kalplerimiz hareket eder.
Sempatik sevinç, neşe: Başkalarının sevincinden sevinç duymaktır.
Sakinlik-Ilımlılık: Zihnin dengede olmasıdır. Denge, bilgelikten doğar, derin bir anlayıştır. Bir boşluk gibidir. Hiçbir şey kalıcı değil. Ilımlılık “Olur böyle şeyler.” der. Bir yükselir bir alçalırız. Umursamazlık değildir. Bilgelikle önem vermektir ve bu bize büyük bir alan sağlar.
“Dört nitelik bir aradadır. En iyi ev anlamına gelir. Her zaman evde olamayız. Ama evde olmanın nasıl olduğunu biliriz.” der Sharon Salzberg.
Peki şefkati yeniden uyandırmanın adımları nelerdir?
- Zihin – beden bağını yeniden kurmanın bazını oluşturan beden farkındalığını sağlayan – beden taraması meditasyonu
- Nefesi bir basamak, tırabzan gibi kullanarak dikkati eğitmek; yani zihnin bedensel duyu ve duyumlarla çalışabilme kapasitesini genişletmek
- Şefkati ve uyanmış kalbin niteliklerini keşfetme egzersizleri
- Metta Meditasyonu – Kendine ve sevdiğin birine sevgi dolu nezaket meditasyonu ile de uyanmış kalbin dört niteliğini yeniden canlandırmak
Şefkat içimizde tozundan arınıp yeniden güçlendiğinde yaşama, ilişkilerimize ama en önemlisi de kendimizle kurduğumuz ilişkimize bakışımız dönüşüyor. Öz şefkati geliştirebilmenin ve kendimize sunabilmenin temeli farkındalıklı bir şefkate sahip olmaktır. Mindfulness ve şefkat bir kuşun iki kanadı gibidir. Şefkat olmadan farkındalık yüksekten uçan, duygusuz, yırtıcı bir kartal olurken; mindfulnesstan yoksun şefkat de acıların içinde kendini ve yolunu kaybetmiş neşesiz ve umutsuz bir benliktir.
Yaşama dört elle, dolu dizgin sarılmanın ve gökyüzünde zarifçe süzülmenin yolu kanatlarımıza taktığımız mindfulness ve şefkattir.
Şefkat denizinde keyifle yüzdüğümüz ve her kulaçtan keyif aldığımız günler diliyorum.
Kalbimle,
Hande Mistili
Goddess’a özel hazırladığım Şefkat’in Yükselişi kategorimi görmek istersen iOS için buradan Android için buradan indirebilirsin.